Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Nevrotik savunma mekanizmaları:
Yer değiştirme (displacement): Kişinin duygu,düşünce,istek ve dürtülerini daha kabul edilebilir olan,asıl duruma herhangi bir açıdan benzerlik gösteren ancak daha düşük öneme sahip başka bir duygu, düşünce,istek ve dürtüye dönüştürmesidir. Böylece saf hali ile çıkması durumunda kabul görmeme ve sıkıntıya neden olabilecek durumlardan kurtulunarak, daha az sıkıntı verebilecek olan durumlara dönüştürülür. Örneğin fobilerde asıl korkulan şey örneğin cinsellik ise, bu kapalı yer korkusuna ya da başka bir korkuya dönüştürülmüş olur. Ayrıca rüyalarda da bu dönüşüm gözlenir.
Bastırma (represyon): İstenmeyen,duygulanım, anı ya da dürtülerin bilinçten uzaklaştırılması durumudur. Eğer o düşünce gerçekleştirilecek olsa, kişinin kendisi ve çevresi tarafından olumsuz karşılanabileceği, bunun sonucunda kaygı ve gerilime yolaçabileceği için o düşünce bilinçaltına hapsedilir. Hapsedilen bu birikimlerin bilince çıkmaya yönelik yoğun baskılarına karşın, bunların bilinçten uzaklaştırılması ve bilinçaltında tutulabilmesi için sürekli olarak enerji harcanır.Bunlar unutulmuş olarak bilinçaltında depo edilir. İsteyerek hatırlanamazlar. Bu dürtü ve anılar, bilincin hakimiyetini yitirdiği uyku esnasında rüyalar şeklinde ortaya çıkarlar. Fazladan enerji harcandığı için de kişinin işlevselliği olumsuz yönde etkilenir.
Yalıtma (İzolasyon) : Bir fikir ya da anının duygusal yönünün hissedilmeyerek, bastırılarak anlatılması ya da yaşanması durumudur. Duygusal birikiminden ayrılan kalan içerik, tekdüze, çok anlam ifade etmeyen, renksiz bir özellik taşır. Obsesif kişilik yapısına sahip kişilerde daha çok görülmektedir.
Kontrol etme(Controling): Çevredeki olay,kişi ve nesneleri kişinin kendi içinde yaşadığı çatışmaları azaltmak ve kaygısını düşürmek için, aşırı derecede düzenlemeye, kontrolü altına almaya çalışmasıdır. Öyle ki hiçbirşey belirsiz olmamalı ve kendi istediği düzen içinde olmalıdır. Bu her zaman mümkün olamayacağı için kişinin gerilimi bu durumlarda daha da artabilir. Başkalarının hareket alanını daraltıp, uzun erimde sorunlara yol açabilir.
Ayrıştırma(Dissosiasyon): Bilincin kişiye zor ve katlanılamaz gelen bölümleri bilinç alanından uzaklaştırılarak, bunların zaman zaman ayrı bir şekilde faaliyete geçmesi durumudur. Örnek olarak işkence görenlerde ya da ağır duygusal,fiziksel ve cinsel taciz yaşantıları olurken, bunların hissedilmeyip, sanki başkasına yapılıyor gibi algılanması durumudur. Bu anlara ait hatıraların normalde hatırlanmayıp, ansızın o anlar tekrar yaşanıyor gibi meydana çıkması görülebilmektedir. Dissosiyatif füg, dissosiyatif amnezi, depersonalizasyon bozukluğu ve dissosiyatif kimlik bozukluğunda, akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ya da ağırı stres ve yorgunluk halleri sonrasında görülebilmektedir.
Dışarlama (Externalization): Kişi kendi içsel denetimi altında olan dürtü, çatışma , duygulanım, düşünme tarzı ve davranış şekillerini dış etmenlere bağlaması, onların denetiminde hissetmesi, dış çevre ile ilgili görmesi durumudur.
Kısıtlama ,ket vurma (İnhibition): Kişilerin üst ve altbenlikleri arasındaki iç çatışmalarını azalmak için , kendi düşünce, duygulanım, davranış içerik ve hızlarını sınırlandırmaları ya da yavaşlatmalarıdır. Kişi bu nedenle duraklayabilir, yapabileceği bazı şeyleri yapamayabilir. Dolaylı olarak kendini cezalandırma yoluna gider.
Düşünselleştirme (İntellectualization): Kişi belli bir dürtüyle ilişkili olarak normalden daha yoğun bir ilgi içindedir. Ancak bu artmış ilgi sadece düşünmekte kalır. Sonuç olarak o konunun konuşulması çözüme yönelik değil, o düşüncenin etkisini azaltmaya yönelik, havanda su dövmekten ibaret olmaktadır. Kişiler bu şekilde kendilerini rahatsız eden durum veya duygulanımlardan, soyut düşünceler üreterek kurtulmaya çalışırlar.
Bahane bulmak (Rationalization): Bir duygu,düşünce ya da davranışın gerçek halinin tam olarak görülemeyip, kişiye uygun gelen, etrafça da kabul görebilir başka açıklamalarla dile getirilmesidir. Bu şekilde kişi haklı olmadığı durumlarda, kendini haklı gibi hissetmeyi ve davranışının sonuçlarından huzurlu olmayı amaçlayan bir düşünce içindedir. Böylece hata ve eksiklerini kapatmaya çalışır.
Tersine çevirme (Reaction-formation): Bir konuya yönelik aynı anda hissedilen, birbiriyle çatışan iki duygudan biri önem kazanıp, daha çok ortaya çıkarken, diğer duygunun yokolması durumudur. Ortaya çıkan duygu, o kadar yoğun bir şekilde ifade bulur ki, o duygunun tek başına varolmadığı, ondan farklı bir duygunun da gizli olarak tutulduğu düşünülür. Bireyler bilinçli ya da bilinçdışı gizledikleri duygu, davranış ya da düşüncelerinin tam tersi şekilde hareket etmeleri durumu gerşekleimektedir.Kişi kendisi için kabul edemediği “ondan nefret ediyorum” düşüncesini, “onu seviyorum” haline dönüştürür ve bu yönde davranır. Ancak bunu normalden daha aşırı bir şekilde göstererek, etraf tarafından yapmacıklıkla suçlanabilir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:32 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Nevrotik Savunma Mekanizmaları Nedir
Yer değiştirme (displacement): Kişinin duygu,düşünce,istek ve dürtülerini daha kabul edilebilir olan,asıl duruma herhangi bir açıdan benzerlik gösteren ancak daha düşük öneme sahip başka bir duygu, düşünce,istek ve dürtüye dönüştürmesidir. Böylece saf hali ile çıkması durumunda kabul görmeme ve sıkıntıya neden olabilecek durumlardan kurtulunarak, daha az sıkıntı verebilecek olan durumlara dönüştürülür. Örneğin fobilerde asıl korkulan şey örneğin cinsellik ise, bu kapalı yer korkusuna ya da başka bir korkuya dönüştürülmüş olur. Ayrıca rüyalarda da bu dönüşüm gözlenir.
Bastırma (represyon): İstenmeyen,duygulanım, anı ya da dürtülerin bilinçten uzaklaştırılması durumudur. Eğer o düşünce gerçekleştirilecek olsa, kişinin kendisi ve çevresi tarafından olumsuz karşılanabileceği, bunun sonucunda kaygı ve gerilime yolaçabileceği için o düşünce bilinçaltına hapsedilir. Hapsedilen bu birikimlerin bilince çıkmaya yönelik yoğun baskılarına karşın, bunların bilinçten uzaklaştırılması ve bilinçaltında tutulabilmesi için sürekli olarak enerji harcanır.Bunlar unutulmuş olarak bilinçaltında depo edilir. İsteyerek hatırlanamazlar. Bu dürtü ve anılar, bilincin hakimiyetini yitirdiği uyku esnasında rüyalar şeklinde ortaya çıkarlar. Fazladan enerji harcandığı için de kişinin işlevselliği olumsuz yönde etkilenir.
Yalıtma (İzolasyon) : Bir fikir ya da anının duygusal yönünün hissedilmeyerek, bastırılarak anlatılması ya da yaşanması durumudur. Duygusal birikiminden ayrılan kalan içerik, tekdüze, çok anlam ifade etmeyen, renksiz bir özellik taşır. Obsesif kişilik yapısına sahip kişilerde daha çok görülmektedir.
Kontrol etme(Controling): Çevredeki olay,kişi ve nesneleri kişinin kendi içinde yaşadığı çatışmaları azaltmak ve kaygısını düşürmek için, aşırı derecede düzenlemeye, kontrolü altına almaya çalışmasıdır. Öyle ki hiçbirşey belirsiz olmamalı ve kendi istediği düzen içinde olmalıdır. Bu her zaman mümkün olamayacağı için kişinin gerilimi bu durumlarda daha da artabilir. Başkalarının hareket alanını daraltıp, uzun erimde sorunlara yol açabilir.
Ayrıştırma(Dissosiasyon): Bilincin kişiye zor ve katlanılamaz gelen bölümleri bilinç alanından uzaklaştırılarak, bunların zaman zaman ayrı bir şekilde faaliyete geçmesi durumudur. Örnek olarak işkence görenlerde ya da ağır duygusal,fiziksel ve cinsel taciz yaşantıları olurken, bunların hissedilmeyip, sanki başkasına yapılıyor gibi algılanması durumudur. Bu anlara ait hatıraların normalde hatırlanmayıp, ansızın o anlar tekrar yaşanıyor gibi meydana çıkması görülebilmektedir. Dissosiyatif füg, dissosiyatif amnezi, depersonalizasyon bozukluğu ve dissosiyatif kimlik bozukluğunda, akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ya da ağırı stres ve yorgunluk halleri sonrasında görülebilmektedir.
Dışarlama (Externalization): Kişi kendi içsel denetimi altında olan dürtü, çatışma , duygulanım, düşünme tarzı ve davranış şekillerini dış etmenlere bağlaması, onların denetiminde hissetmesi, dış çevre ile ilgili görmesi durumudur.
Kısıtlama ,ket vurma (İnhibition): Kişilerin üst ve altbenlikleri arasındaki iç çatışmalarını azalmak için , kendi düşünce, duygulanım, davranış içerik ve hızlarını sınırlandırmaları ya da yavaşlatmalarıdır. Kişi bu nedenle duraklayabilir, yapabileceği bazı şeyleri yapamayabilir. Dolaylı olarak kendini cezalandırma yoluna gider.
Düşünselleştirme (İntellectualization): Kişi belli bir dürtüyle ilişkili olarak normalden daha yoğun bir ilgi içindedir. Ancak bu artmış ilgi sadece düşünmekte kalır. Sonuç olarak o konunun konuşulması çözüme yönelik değil, o düşüncenin etkisini azaltmaya yönelik, havanda su dövmekten ibaret olmaktadır. Kişiler bu şekilde kendilerini rahatsız eden durum veya duygulanımlardan, soyut düşünceler üreterek kurtulmaya çalışırlar.
Bahane bulmak (Rationalization): Bir duygu,düşünce ya da davranışın gerçek halinin tam olarak görülemeyip, kişiye uygun gelen, etrafça da kabul görebilir başka açıklamalarla dile getirilmesidir. Bu şekilde kişi haklı olmadığı durumlarda, kendini haklı gibi hissetmeyi ve davranışının sonuçlarından huzurlu olmayı amaçlayan bir düşünce içindedir. Böylece hata ve eksiklerini kapatmaya çalışır.
Tersine çevirme (Reaction-formation): Bir konuya yönelik aynı anda hissedilen, birbiriyle çatışan iki duygudan biri önem kazanıp, daha çok ortaya çıkarken, diğer duygunun yokolması durumudur. Ortaya çıkan duygu, o kadar yoğun bir şekilde ifade bulur ki, o duygunun tek başına varolmadığı, ondan farklı bir duygunun da gizli olarak tutulduğu düşünülür. Bireyler bilinçli ya da bilinçdışı gizledikleri duygu, davranış ya da düşüncelerinin tam tersi şekilde hareket etmeleri durumu gerşekleimektedir.Kişi kendisi için kabul edemediği “ondan nefret ediyorum” düşüncesini, “onu seviyorum” haline dönüştürür ve bu yönde davranır. Ancak bunu normalden daha aşırı bir şekilde göstererek, etraf tarafından yapmacıklıkla suçlanabilir.
Tarih: 2016-03-02 01:56:32 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx